Doğup büyüdüğünüz topraklardan farklı bir ülkeye göç etmek verilmesi oldukça zor bir karar. Farklı bir kültür ve coğrafyada yaşamak her ne kadar heyecan verici olsa da, yalnızlık hissi kimi zaman her şeyin ötesine geçebiliyor. 12 yıl boyunca kaldığı Kanada’dan Türkiye’ye dönen Yaprak Gürdal da “Yalnızlıktan yoruldum” deyip Türkiye’de kendisine yeniden bir yaşam kuranlardan. 20 yıldan uzun bir süre Türkiye ve Kanada’da kurumsal şirketlerde yönetici olarak çalışan Yaprak Gürdal, çalıştığı süre boyunca her fırsatta yeni coğrafyalar keşfetti. Gürdal, şu anda da tam zamanlı bir seyahat yazarı. Değişik kültürleri her zaman merak ettiğini söyleyen Gürdal, “İngilizce konuşabileceğim ve göçmen olarak başvurabileceğim en iyi alternatif ülke benim için Kanada’ydı. 2000 yılında göçmenlik başvurusu yaptım. 2002 yılında da göçmen olarak kabul edilince oradaki yeni hayatıma başladım” diye konuştu.
‘GÖÇ ETMEK VERİLECEK EN ZOR KARAR’
Her şeyin düzenli olması, son dakika kötü sürprizlerin yaşanmaması, hayatın sakin akması, doğanın korunması ve eğitim sisteminin ezbere dayanmamasının kendisini Kanada’da en çok etkileyen şey olduğuna değinen Yaprak Gürdal, göç etme macerasını herkesle paylaşabilmek adına bir kitap da yazdı. Kitaplarında aktardığı tüm bilgilerin yaşadıklarından oluştuğuna vurgu yapan Gürdal, “Eksiği olabilir ama fazlası ve abartısı yok” diyor.
Herhangi bir ülkeye göç etmenin bir insanın hayatta vereceği en zor karar olduğunu söyleyen ve farklı bir kültüre adapte olmanın güçlüğüne değinen Yaprak Gürdal, “Arkadaş edinirsiniz ama gerçekten yakın dostluk kurmakta zorlanırsınız. Kariyerinize bıraktığınız yerden devam edemezsiniz, günlük rutininiz tepetaklak olur. Ancak bu demek değildir ki başka bir ülkede bu zorlukları aşmayacaksınız ya da mutlu olmayacaksınız. Sadece azimli ve sabırlı olmalı, bu süreci bir geçiş dönemi olarak görmelisiniz” önerisinde bulundu.
‘YALNIZLIKTAN ÇOK YORULDUM’
Kendi dönüş kararının ise bu zorluklardan tamamen bağımsız olduğunu dile getiren Yaprak Gürdal, “Bunların üstesinden çoktan gelmiş, yeni hayatımı rayına oturtmuştum. Ben artık ülkemde yaşamayı tercih ettiğim için döndüm. Bence hiç kolay değil, insan ülkesindeki sıcaklığı ve ilişkileri arıyor. İnsan sosyal bir varlık ve yalnız yaşanmıyor. Ben de bu yalnızlıktan yoruldum ve aile özlemini çok hissettim” diyerek kararının sebebini anlattı.
Kanada’daki yalnızlıkla ilgili, “90 yaşında bir komşumun 3 çocuğu vardı ama birinin bir kez ziyaret ettiğini görmedim. Bundan daha ağır bir yalnızlık olabilir mi?” diyen Yaprak Gürdal sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kanada’da özel hayat her şeyden kıymetlidir ve kimseyle çok içli dışlı olmazlar. Kanadalılar tanıdığım en kibar insanlar ama bizde olduğu gibi bir arkadaşına ‘çat kapı’ gitme durumu hiç yok. Tüm hayatları planlı programlı. Bir nevi randevu usulü görüşüyorlar.”
‘DÜNYANIN EN ZENGİN İNSANI OLDUM’
“Dönüş kararı vermek gidiş kararı vermekten daha zordu çünkü tüm kapıları kapatıp döneceğimi biliyordum” diyen Gürdal, “Yeni bir ülkede zorluklarla yeni bir hayat kurduktan sonra elinin tersiyle bu hayatı itip geriye dönmek hiç kolay değil. Ancak kararımdan asla pişman olmadım” dedi. Yeni yerler, kültürler ve yeni insanlar tanımanın hayat amacı olduğunun vurgusunu yapan Yaprak Gürdal, şunları da söyledi:
“Bu seyahatler önyargılarımdan kurtulmamı sağlıyor, konfor alanımdan uzaklaşıp esnekleşiyorum. Şu anda dünyanın değişik yerlerinde pek çok arkadaşım, ailem gibi hissettiğim insanlar var.”
İstediğiniz kadar paranız olsa da böyle bir zenginliğin parayla satın alınamayacağının altını çizen Gürdal, değişik kültürlerden insanlar biriktirerek dünyanın en zengin insanı olduğunu da ekledi.